Halk arasında ayak bileği dondurma ameliyatı diye bilinen aneliyattan çok korkulur. Bunun başlıca nedeni etraftan duyulanlar ve sakat kalma korkusudur. Hiç bir Ortopedist hastasının ayak bileğini basit nedenlerle sabitlemez, sabitlememelidir. Ayak bileğinin ömrünü uzatmak için hasta ve doktor sonuna kadar beraber mücadele etmelidir. Fakat bazen yapacak başka bir şey kalmamıştır veya yapılsa da atılan taş ürküttüğü kurbağaya deymeyecektir. Ayak bileği sabitlemesi sanılanın aksine genç aktif kişilerde daha çok tercih edilir. Çünkü düzgün yapıldığında, uygun pozisyonda eklemi oluşturan iki kemiğin birbirine kaynaması sağlandığında, hasta düz, stabil ve ağrısız olarak basıp yürüyebilir.
Hatta kısa mesafe koşabilir, araba kullanabilir. Yürümesinde aksama da olmaz. Fakat söylediğim durum, büyük kemik kaybı olmayan tek eklem sabitlemesi için geçerlidir. Üzülerek görmekteyim ki bazı meslektaşlarımız, sorun sadece ayak bileği ekleminde olsa bile kolaya kaçarak topuktan gönderilen uzun bir çiviyle ayak bileği sabitlemesi yapmaktadırlar. Bu durumda ayak bileği ile birlikte altındaki “subtalar” eklem de sabitlenmiş olur ki o zaman yürüyüş, tek eklem sabitlenmesindeki kadar rahat olmaz. Bu işlemi yine de mümkün olduğu kadar geç yapmak isteriz, en son seçenek olmalıdır, fakat tecrübeli ellerde yapıldığında korkulacak bir durum değildir.
Hayat kalitesini arttırır. Hem ayak bileğinin, hem de altındaki kemiğin sabitlenmesini gerektiren durumlar ayrıdır.