Düşük ayak, ayağın bilekten yukarıya doğru kaldırılamaması (dorsifleksiyon) durumudur. Ayak bileği hareketlerinde kısıtlılık yanında yürüme esnasında ayak parmakları yerden kaldırılamadığından yürüme güçlüğüne ve parmakların yere takılmasına neden olur.
Çeşitli patolojiler sonrasında görülen bir bulgudur. Merkezi sinir sistemi hastalıkları ( inme, travmatik beyin hasarı, multiple skleroz vs.), bel fıtığı, bel kayması, belde dar kanal, siyatik sinir veya peroneal sinirin yaralanmaları, sinirlere bası yapan kitleler ile Charcot Marie Tooth hastalığı gibi ilerleyici hastalıklar ile ilişkili olarak görülebilir.
Düşük ayağı olan hastalar ayağının bir yerlere takılmasından, ayağını sürümekten ve hızlı yürüyememekten şikayetçi olurlar. Bunun yanında yokuş çıkmak, inmek ve merdiven çıkıp inmede zorlanma yaşarlar. Uzun süreli deformitelerde aşil tendonunda kısalık ve ayak kavsinde yükselme görülebilir.
Ayak bileği arkası sıkışmasında tanı için hikaye ve fizik muayene çoğu zaman yeterlidir. Fizik muayenede ayak bileğinin pasif olarak yukarı doğru hareketinin (dorsifleksiyon) olmaması tanı koydurucudur. Bunun dışında ayak ve ayak bileği bölgesindeki diğer kas grupları fonksiyon açısından değerlendirilir.
Altta yatan nedenin belli olmadığı hastalarda daha ayrıntılı değerlendirilme ve tedavi planının daha sağlıklı yapılabilmesi için manyetik rezonans görüntüleme, EMG gibi ileri tetkiklerin yapılması gerekli olabilir.
Omurga kaynaklı problemlerde bağlı düşük ayak vakalarında altta yatan nedenin cerrahi olarak ortadan kaldırılması gereklidir.
Cerrahi dışı tedavi ile takip edilecek hastalarda ayak bileği hareket açıklığının korunması önemlidir. Bu amaçla fizik tedavi uygulamaları, eklem hareket açıklığı egzersizleri yanında ayak bileği ortezleri veya desteklerinin (AFO) kullanılması önerilmektedir.
Bu cerrahide amaç, ayak bileğinin yukarı doğru hareket edebilmesi (dorsifleksiyon yapması) ve normal yürüyüşün restorasyonudur. Bu amaçla tendon transferi veya eklem sabitleme (artrodez) ameliyatları uygulanabilir. Tendon translerleri ayak çevresinde çalışan ve uygun güce sahip bir kas grubu olan hastalarda öncelikli tercih edilir. Bu hastalarda uygulanacak uygun bir tedavi ile birçok vakada yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. Eklem sabitleme ameliyatları ise kemik deformitesi gelişmiş hastalarda uygulanır.
Hasta için en uygun tedaviye hikaye ve fizik muayene bulguları ışığında karar vermek gerekir.