Ayaklarımızda 26 şar kemik muhteşem bir uyum içinde bir arada bulunarak hem tüm vücudumuzu taşıyabilecek kadar stabil, hem de gerektiği durumlarda bizi sert darbelerden koruyabilecek, engebeli yüzeylerde daha rahat yürümemizi sağlayabilecek kadar esnektirler.
İhmal edilmiş travmalar, kırık veya çeşitli nedenlerle geçirilmiş ameliyatlar, sistemik ve nörolojik bazı hastalıklar ve yapısal bazı durumlarda ayaklarımızdaki eklemlerin uyumu bozulabilir, dejenere olabilir ve yere düz basamaz, bizi taşıyamaz hale gelerek hayat kalitemizi ciddi oranda bozabilirler. Bu gibi durumlarda ayağın yere düz ve ağrısız basmasını sağlayabilmek için ayak çatısını oluşturan temel iki eklemi temizleyip bu eklemlerin etrafında ayağı düzgün pozisyona getirip vidalarla üç kemiği birbirine tespit ederiz. Bu pozisyonda kaynama sağlandığında hasta yere düz, stabil ve ağrısız basabilir, fakat ayak eski esnekliğinde olmaz. Hastalarımız ameliyat öncesinde de zaten geçirdikleri hastalığa bağlı olarak eski esnekliklerini kaybetmiştirler. Ne kadar az eklem sabitlemeye dahil edilirse, ayak esnekliğindeki kayıp o kadar az olur. Bu yüzden mümkün olduğu kadar sabitlemeyi iki eklemle sınırlı tutmaya çalışırız, fakat bu her zaman mümkün olmayabilir.
Ayak sabitleme ameliyatı yürümeye engel teşkil etmez, aksine hastanın önceki durumundan daha konforlu yürümesini sağlar.