Ayak bileği arkasında hissedilen ağrının sık karşılaşılan nedenlerindendir. Hastalar aktivite sonrasında ortaya çıkan ve ayak bileği arkasında kendisini gösteren ağrıdan şikayet ederler. Bu hastalarda ayak bileğinin tekrarlayan defalar aşağı doğru bükülmesi (plantarfleksiyon) ile ayak bileği arkasındaki kemik yapılar ve/veya kalınlaşmış yumuşak dokular sıkışarak ağrıya neden olur.
Gerektiren bale, futbol, atletizm gibi sporlar ile ilgilenen bireylerde daha fazla karşılaşılır
Ayak bileği arkası sıkışması ayak bileğini sık sık aşağı bükme (ayak bileği plantarfleksiyonu) hareketinin gerektiği bale, futbol, basketbol ve atletizm gibi sportif aktivitelerde bulunan kişilerde daha sık görülür. Bunun dışında kemiksel anormallikler ve geçirilmiş kırıklar da ayak bileği arkasında sıkışmaya neden olabilirler.
Ayak bileği arkasında ağrı ve ayak bileğinin aşağı doğru hareketinde kısıtlılık en belirgin şikayetlerdir. Ağrı özellikle aktivite sonrasında artar. Bunlara ek olarak ayak bileği çevresinde şişlik, eklem hareketleri esnasında takılma hissi, ayak başparmak hareketleri ile ağrının ayak tabanında hissedilmesi veya ayak başparmak hareketlerinde kısıtlılık ağrıya eşlik edebilir.
Ayak bileği arkası sıkışmasında tanı için hikaye ve fizik muayene çoğu zaman yeterlidir. Fizik muayenede ayak bileğinin pasif olarak yukarı doğru hareketi (dorsifleksiyon) ile ayak bileği arkasında ağrının ortaya çıkması ise tanı koydurucudur. Bununla birlikte sıkışmanın daha ayrıntılı değerlendirilmesi ve tedavi planının daha sağlıklı yapılabilmesi için ayakta basarak çekilmiş ayak röntgenleri incelenir. Cerrahi planlanan hastalarda ayrıntılı inceleme amacıyla manyetik rezonans görüntüleme ile de sıkışmaya neden olabilecek yumuşak dokuların değerlendirilmesi tercih edilir.
Tedavide ilk olarak cerrahi dışı metotlar kullanılır. Aktivitelerin düzenlenmesi, buz uygulaması, steroid olmayan anti-enflamatuar ilaçlar ile ağrı kontrolü ve fizik tedavi ile şikayetler büyük ölçüde kontrol edilebilir. Seçilmiş hastalarda sıkışmaya neden olan kemik doku çevresine enjeksiyon tedavisi uygulanabilir. Ancak bu tip bir tedaviden yanıt alınmasının uzun sürebileceği ve aktivite sonrasında şikayetlerin tekrarlayabileceği akılda tutulmalıdır.
Cerrahi dışı tedavinin başarısız olduğu durumlarda ise cerrahi müdahale ihtiyacı ortaya çıkar.
Açık teknikler ile müdahale edilebilir ancak günümüzde en sık tercih edilen artroskopik (kapalı) müdahaledir. Ayak bileğinin arkasında, aşil tendonunun her iki yanında yer alan birer küçük kesi üzerinden uygulanan bu girişim ile sıkışmaya neden olan kemik ve yumuşak dokulara müdahale edilir ve sıkışma ortadan kaldırılır.